Bodrum enteresan bir yer. Bodrum’u enteresan yapan ise herkesin Bodrum’unun farklı, kendine has ve özel olması. Bazıları için çok bozdu, bazıları için ise heyecan verici bir değişim içinde. Bazıları için İstanbul’un denize girilebilen versiyonu, bazıları için ise yıllardır gittikleri yazlığın adresi.
Zaten sürekli olarak göç alan Bodrum, pandemi ile iyice kalabalıklaştı. Bu kalabalıklaşma ve ilgi imkanlarda ve topluluklarla çeşitlilik yarartırken, beraberinde bitmeyen bir trafiği, asla düzelmeyen yolları ve pahalılığı da getirdi. Ancak her şeye rağmen tüm bu gerçekliklerin ötesinde bir gerçek var ki Bodrum gelip geçici bir tatil beldesi değil. Herkese ve her ihtiyaca bir çözümü var. Hatta mevsim fark etmeksizin herkesi mutlu etme potansiyeline sahip.
Geçtiğimiz yaz pandemi ile İstanbullu mekanlar yaz sezonunu geçirmek için Bodrum’a taşındı. Bu durum pandeminin etkilerinin azaldığı bu sene de devam etti. Ben Bodrum’da, eğer bir tercih hakkım varsa, İstanbul mekanlarına gitmemeyi seçen taraftayım.
Bodrum bu sezon hakikaten hem beklenebileceği gibi ama beklentiye rağmen şaşırtıcı derecede pahalı. Dolayısıyla bir yere gitmeden önce mutlaka menüsüne bakmakta yarar var.
Bu sene deneyimleme fırsatı bulduğum Bodrum restoranları ise şöyle…
Tuz Duman Kumda
Tuz Duman Kumda gerçekten özel ve ezber bozan bir mekân. Hatta aman kimse duymasın, yazmasam mı acaba, kalabalıklaşmasa keşke diyebileceğim kategoride. Rezervasyonsuz, iyi yemek, çok salaş, self servis ve müthiş bir güneş batımı… Daha ne olsun? Bir de güzel içki! Patates kızartması, dana kaburgası, ciğeri, falafeli… Bodrum’da bir süre vakit geçirdikten sonra insan bu çabasızlığı, spontane hareket edebilmeyi ve plajdan direk bir yerlere gidebilmeyi daha çok arıyor. Üstüne de “comfort food” kategorisinde tabaklar ve göreceli olarak makul fiyatlar ile karşılaşınca pek mutlu oluyor.
Burası kışın bir başka oluyormuş. Bodrumlular ve sonradan Bodrumlu olanların en sık tercih ettiği yerlerden biriymiş.
Piri Piri Pizza
Piri Piri Pizza bu kışı ideal pizzayı arayarak son derece verimli geçirmiş. Menüde herkesi mutlu edecek bir pizza bulmak mümkün. Yine Piri Piri’nin mutfağından çıkan soslar da çok lezzetli. Kokteyl menüsü ise geçtiğimiz seneden çok daha kalabalık. Burası aynı zamanda Kerem’s Kraft toniklerinin üretildiği yer. Kerem’s Kraft ve Piri Piri’nin yaratıcılarından olan Kerem çok iyi bir barmen. Dolayısıyla kokteyllerini atlamamakta yarar var. Piri Piri Pizza’yı takipte kalmakta fayda var. Kerem ile iki yıl önce Gastereamag için konuşmuştuk. İki yıl aradan sonra yaptığımız sohbeti ise ayrıca paylaşacağım.
Naru
Naru, Mesa Demirbükü içerisinde yer alıyor ve Dereköy Lokantası’nın kardeşi olarak anılıyor. Geçtiğimiz sene ile farklı olarak bu sene çok daha keyifli ve kalabalık bir ortam ve daha çeşitli bir menü sunuyor. Mutfağın başında Zai’nin eski şefi, Anıl Karaduman var. Tahmin edersiniz ki ucuz bir yer değil. Pahalı. Ancak Bodrum’da gideceğiniz en pahalı yer olduğunu da sanmıyorum.
Bizim deneyimimizi güzelleştiren, 2018 Aralık ayınca, El Celler Can Roca deneyimimiz sırasında tanıştığımız ve o günden bugüne nereye giderse sakip ettiğimiz ve çeşitli yeme-içme etkinliklerinde sürekli karşılaştığımız mutlaka takip edilmesi gereken Cem Mengüllüoğlu’nun da bu sezon Naru’da çalışıyor oluşu oldu.
Bodrum’dan deniz tarağı, çıtır dana kuyruk ve süt mısırlı kesme şehriye tabakları özellikle aklımda kalan tabaklardan oldu. Naru’nun menüsüne linkten ulaşabilirsiniz.
Zaaf
Zaaf aslında bir İstanbul restoranı ama Bodrum’a da çok yakışmış. Geçtiğimiz sene Dirimart ve Ritmo Zeytino’nun deneyimlendiği zeytin ağaçlarıyla çevrili mekânda bu sene Pilevneli ve Zaaf var. Yalıkavak’ın belki en özel noktalarından biri. Harika bir güneş batımı.
Göreceli olarak kalabalık bir menüden kendinize uyumlu bir menü yaratırsanız çok mutlu ayrılacağınıza eminim. Her tabak oldukça lezzetli ve özenli. Özellikle Zaaf’ın şefi Aras Çetin ve tüm ekibinin ilgisi ve alakası deneyimi unutulmaz hale getiriyor. Rozbif, kayıntı ve Zaaf’ın imza tabağı trüflü ballı çıtır börek aklımda kalanlardan oldu. Biz kalabalık gidip birçok şey tadabildik. Paylaşımlı tabaklar sunan mekanlara kalabalık gitmekte fayda var.
Sade Bir Ege Mutfağı
Burası meşhur esnaf lokantası Kısmet’ten ayrılan Halil Vural’ın açtığı Egeli bir esnaf lokantası. İyi malzeme, bol zeytinyağı ve sonuç olarak son derece lezzetli yemekler. Eğer Bitez civarlarındaysanız
Havandan
Havandan malzemenin ön planda olduğu, mevsimsel hatta günlük olarak değişen ve yemeklerin kara tahtaya yazılıp, tezgâhta sergilendiği bir restoran. İlk olarak İstanbul Reşitpaşa’da açılmış olan Havandan, Bodrum’da uzun süredir Kumbahçe’de hizmet veriyor. Geleneksel yemeklere yapılan modern dokunuşlarıyla ünlü Havandan’da “Çökertme Kebabı” gibi geleneksel lezzetlerin iyi uygulamalarını da bulmak mümkün.
Biz bu defa Havandan’ı bu defa yurtdışından gelen arkadaşlarımızı götürmek için tercih ettik. Nokta atışı oldu. Hem ortam hem de yemekler harikaydı. Tek memnuniyetsizliğimiz çay ile ilgili oldu. Onun da sürekli bir problem olduğunu sanmıyorum.
Bonus: Onbeş Ayvalık
Bodrum tatilinin sonuna bir de kısa Ayvalık eklendi. Ayrı bir yazı olacak kadar çok yer deneyimleme fırsatımız olmadı ama Onbeş Ayvalık’tan da bahsetmeden geçmek istemedim. Onbeş, Neo Neapolitan pizza yapan, birbirinden tatlı insanların çalıştığı bir pizzacı. Özellikle yıllar öncesinde yollarımızın kesiştiği Arzum Temmuz Şarkan ile yeniden karşılaşmak benim için Onbeş’i iyice özel yaptı. Aynı zamanda hem kalemi çok güçlü hem fermantasyon mucizesini çok iyi bilen, hem de gerçek anlamıyla sürdürülebilir bir yaşam sürdüren Büşra Sağlam da bu değerli ekibin bir parçasıymış.
Yediğimiz her pizza ve salata çok lezzetliydi. Ben turşularına da bayıldım. Eminim sorbeleri de çok güzeldir. Umarım yeniden yolum düşer…